Farz Et

Farz et ki, o

öyle değil.

Farzet ki, o

böyle.

Senin farzettiğin gibi

hem de senin farzetmene gerek dahi duymadan,

kendiliğinden,

kaderinden ötürü,

öyle.

Farz et ki,

artık farz etmek zorunda değilsin.

Ama sen farz etmiş olsan

anca bu kadar olur;

hayalden öte

hayattan güzel

gerçekten tatlı

yalandan gerçek...

Farz et ki,

sorumlu değilsin artık hiçbir şeyden, hiç kimseden.

Kendinden bile mesul değilsin artık.

Dünya,

dönmüyor senin için yalnız.

Güneş,

doğmuyor senin için.

Döneceği var,

doğacağı var...

Öyle farzedilmiş,

senden habersiz,

sensiz...

Sen,

yalnızca duymuşsun

ötelerden..

esmiş, esmiş rüzgar..

yerin kulağı var da

ağzına ne şaşarsın?

Velhasıl

haber dahi verilmemiş sana

gizlenmiş,

unutulmuş,

unutulmuşsun.

Dünya yansa

kimse senden bilmeyecek artık.

Kuraklık çökse,

"- O uğursuz senmişsin" gibi bile gelmeyecek kimseye

Farz et ki,

Farz etmek zorunda değilsin artık

Farz et ki farz etmek yalnız Allaha’a mahsus

Yalnız farz etme, kabul et!